25 Mayıs 2009 Pazartesi

anlamını anlamlandıramadığım bişeyler...







böyle uzağında kalıp da yakınlaşmayalı çok olmuştu
böyle mantığına ters düşürmeyeli kurulmuş düzenlerin ironisini...
ben yokum sen olduğumu sanıyorsun
bu yüzden şaşırabilirsin zaman zaman aniden yok oluşuma, varoluşuma...nefes alıp verişimin düzenliliğine rağmen,soluduğum havayı darmadağın bırakışıma...direnişime sürekli..kendi savaş alanımda barışı savunuşuma..böyle bi çelişkide inanılmayı bekliyor olmama...

....yokum

bu yüzden garipseyebilirsin yürüdüğüm yolun kendine özgü kıvrımlar çiziyor oluşunu..kendi belirlediğim kıvrımların tersine gidiyor oluşumu..ya da söylediğim kısık sesli kelimeleri önemsemeyebilirsin duymadığın için..anlarım..bu senin içinde bulunduğun yaşamın devrik düzeni..

öyle bi yerdeyim ki aslında herşeyi görüyorum..gözlerim yanıyor gördüklerimden..
görmenin bişeyi değiştirmediğini de bildiğim için düşüşüm daha hızlı..
düştüğüm yükseklik daha dipsiz...
üzgünüm..düşmeyi kaybetmek sandığın için...
bunu biliyorken aslında yükseklik hiç de beklemediğin kadar derin bi kuyuya dönüşebiliyor..ölmüyorsun, ölüm de ne..
karanlıkta görebilmeyi başarırken,aydınlıkta kendi engellerine takılıp düşenleri birbir tanıdığım yerdeyim.
çok fazla uzak burası gelemezsin...kendimi sığdıramıyorum..öyle ki; her uyanışımda sabahları, darlığına sıkışıp kalıyorum dünyanın..daraltılmışlığına...gelmeyi istemezsin...dönmeyi düşünür çünkü zihnin gelmeye her bir adım attığında.
hiçbişey göründüğü gibi değil
sende alçalırken hayat, ya da birer birer biterken üzerine bi hırka gibi biçilmiş dar gelen ömrün
tersine işlemeye başlar tüm hayatın aritmetiği..
gözlerimi senin kadar açık tutarsam eğer katlanılmaz "yarın" ın varlığını koruyor olması..
hayal kurabildiğim sürece varım..sen de öyle..ve hepsi..ve herşey..
bu yüzden gözlerim kapalıyken de uyumuyorum hiç..
uyumaya ihtiyaç duymuyorum burda..uyku benim zamana mağlubiyetim..

fırsatını bulduğumda sızıp arasından kaybolacağım bi delikten ibaret dünya.. bi geçitten ibaret...
hepsi bu gözünüzde büyüttüğünüz kürenin..
sen bunu bilmeyebilirdin..ama bildiğini de biliyor içim..bu yüzden bu kadar yakınım sana...bu yüzden bu kadar hızla ve ters yöne koşmaya başlıyor içimdeki adımlar seni her kendime dönük bulduğumda.
bana güvenme..beni isteme ki açmak için tırnaklarımı kanattığım geçitlerim kapanmasın..
bana dokunma ki, dokunman için ara sıra dönüp gelmek zorunda kalmayayım bulunduğun kusursuz hayata...
beni kendine alıştırma ki çıkmazda kalmasın kaçmayı istediğimde sığınabileceğim kuytularıma çıkan tek kişilik yolum.
tüm kapılarımı aralık tutan, tüm yollarımı içinden geçilir kılan tek dayanağım yalnızlığım çünkü..
rüzgarla geldim buralara....beni kendine dahil etme ki alıştığın ölçüde yaşanabilir olmaya devam etsin hayat senin için...




mayıs'09

Yasmin Levy-Naci En Alamo

23 Mayıs 2009 Cumartesi

dağınık


hiç toplanmayan dağınık bi odam var, uyuyamıyorum içine girdiğimde...
uykumu bozuyor hala aralık duran perdelerinden girmeye çalışan ışıkları dış dünyanın..
çok fazla farkında olduğum bi yalnızlık, hiç farkında olmadığım bi kalabalığı getiriyor her inanmayı denediğimde.
uzun süredir yalnızım..doğumumdan beri belki..bu kadar uzun.
uyuyup uyandım bi gün dağınıklığımda kendimle..
kelimelerin, tek bi harfin bulunduğu yerin bile çok önemi var
bu yüzden cümleler önemli..kırabiliyor da, iyileştirebiliyor da çok fazla.
savaşlar silahla değil de kelimelerle yapılsaymış şu an olmayabilirmiş dünya..
kimin neyi ne kadar anladığı değil
ne kadar anlamayı istemesiyle ilgili yalnızlığa biçilen ömür
bu sebeple gürültülere bu kadar kapamışken kulağımı
içimden kimseyi duymayı istemek gelmiyor..

elime aldığımda sonuna kadar okuyabileceğim bi kitabım olmalıydı,
detaylara bu kadar duyarsızken insanlar.

iyi ki görebiliyorum gözlerim kapalı olduğunda
iyiki elime bi kağıt aldığımda boş kalmayacak kadar yaşamış içim..
iyi ki yalnızım
iyi ki kırılacak tek parçam bile kalmadı...

mutsuzluklarım yok değil
ama mutlu olmayı da öğreniyorum...

5 Mayıs 2009 Salı

alış-ma !

alışmak hiç doğal değil
oysa gittiği, kaldığı tüm boş odalara alışabiliyor insan...

gözlerimi hep kapalı tutuyorum artık alışmamak için görebileceklerime..
benim için doğal değil..bu hayattaki en acı şey olsa gerek...

ölenin yüzünün silinmesi mesela zamanla gözümün önünden..
sesinin sessizlik..leşmesi...

bu yüzden hiç istemedim büyükbabamın alınçizgilerinin detaylarını unutmayı
bu yüzden, bi kasetçalarım olmasa da artık..sesi kayıtlı çalanı olmayan kasetlerimde...
unutmadım..alışmadım çünkü ölümüne...

acıtılmış yanlarımızın acısına alışmak, acıtan şeylerle yaşamaya devam etmek için hep.
eksik yanlarını içimizdekilerin, başka eksiklerle doldurmak..daha da bi eksiltmek..çoğalabileceğimizi sandığımız için..
alışmak hiç doğal değil..alışmak adil değil yaşamaya devam eden canlı yanlarım için.

bu yüzden unutulmuyor hiçbişey
unutmak yerine alışıyoruz hep
"unuttum gitti" diyoruz..."alıştım gitti!" olacak oysa ki doğru cevap..

zayıflığımız unutmamıza engel... ama alışmamıza değil..