27 Temmuz 2009 Pazartesi

kök

bi azalmışlıktan geliyorum..ruhumu çoğaltmak için dev aynaları taşımayı bıraktığım bi alışkanlığın yanlış biçilmiş azınlığından...
mutlu olmayı öğrenmek için, yalnız kalmayı öğreten bi hayatın sınıfları kayıp bilinmedik tebeşir izleri taşıyan okulundan..
insanlara duyurmak için sesimi, yüksek sesle susuyorum sadece..
köşe bucak saklamışken kendimi bildiğim en kuytu köşeme..kendime..

mutluyum..
korkmuyorum bunu hissetmenin daha çok parçamı eksiltecek olmasından
mutluyum çünkü
mutluyken bile en yalnız.

sevimli, renkli ve süslenmiş cümleleri umut vermiyor insanların
acıtmak için uzattıkları iğneleri geri itecek kadar nasır içimin elleri
yumruklarımı sıkıyorum bazen uykumda..bu yüzden acıyarak başlıyor her sabah avuçlarımın içinde.
hiç'lerim var iyi ki
sığınabileceğim kadar yıkılmadık ve sağlam hiçlerim.

bu kadar ölümcül olmamalı farkederek yaşıyor olmanın süreci
bu yüzden nefes alışlarım hep kendi duyabileceğim kadar derinimde en sessiz.
içinde çok güzel çiçeklerin yetiştiği ama şimdi bomboş bi saksı var penceremin önünde duran
suya ihtiyacı yok ama her yağmur yağdığında canlanıp sanki yeşerecek gibi düşlediğim...
boş da olsa şimdi biliyorum
kuru köklerini barındıran toprağı
onun içinde sakladığı yaşadıkları..

mutluyum..
çünkü çiçeksiz ama kuru kökleriyle dolu yağmurunu bekleyen bi saksı içim..


28 temmuz 09
01:19

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.