27 Ocak 2016 Çarşamba

Türkiye'de kadın olmaya çalışmak...



Çok değil bundan 5 veya 6 ay kadar önce, Polonezköy'den bir fotoğraf çekiminden dönüyordum ve gece 2-3 civarı Mecidiyeköy'e ulaşabilmek için Uzunçayır metrobüs durağından metrobüse binmek zorunda kaldım. Metrobüse ulaşana kadar 1 kişinin bile olmadığı altgeçitte adamın teki peşime takıldı. Yol sorma bahanesiyle konuşmaya çalıştı, amacını anlayıp "bilmiyorum, ilerde güvenlik görevlisine sorun" dedim ve kendisine yüz vermeyince de mırıldanıp sözle taciz etmeye çalışarak, labirent gibi dolambaçlı bitmek bilmeyen Uzunçayır köprü ve altgeçidi boyunca uzun süre takip etti beni. Tam turnikelere geldiğimizde, "bak güvenlik falan yok başbaşayız yalnızız" deme cesaretinde bulundu. Yanıma iyice yaklaştı, turnikeden atlayıp koşarak yukarıda bekleyen birkaç kişinin yanına gittim. 

Diyeceğim şudur ki;
1-orada ne işim vardı? 2 kuruş kazanmak için 12 saat boyunca çekim yapmıştım, yorgunluktan gebermiş evime dönüyordum.
2-üzerimde ne mini etek ne de tahrik edici bir kıyafet vardı.


2 gündür gündemde bulunan olay o gün orada benim de başıma gelebilirdi. Tecavüze uğrayabilirdim. Adam bıçaklayıp sırtımda taşıdığım milyarlık ekipmanı da alıp kaçabilirdi. Ölebilirdim. Sakat kalabilirdim...Elimde kafasına patlatmak üzere sıkıca tuttuğum kendimi savunacak uyduruk bir şemsiye vardı yalnızca. Başıma birşey gelse muhtemelen o kızın o saatte orada ne işi var denilirdi arkamdan, atılıp tutulurdu. Benim için atılıp tutulurken, yüzlerce kadın cinayete kurban gidiyor olurdu veya taciz edilmeye, tecavüze uğramaya devam ediyor olurdu o dakikalarda.. Ve yine o dakikalarda kimsenin aklına gelmezdi "o adam o saatte orada ne yapıyordu" demek.

İşim dolayısıyla gecenin 3 ünde bir bayan olarak sokaklarda çok fazla işim oluyor ve olmaya da devam edecek. Bu tip ruh hastalarının içinden geçerek evime gitmeye çalışmak zorunda kalacağım yine. Kaldı ki bir bayan olarak iş değil, eğlence amaçlı da sokakta bulunabilirim "o saatlerde". Bir erkeğin! sapkınlığından, cinsel açlığından korunabilmek için yanımda yine bir erkek barındırmak zorunda değilim her daim. Ben bireyim, insanım, kadınım...tek başıma her saat sokakta yürüyebilmeliyim. Elimdeki şemsiyeyi savunma aracı olsun diye korkuyla sıkmak zorunda kalmadan...İnsan olmayı becerememiş, yaşam süreci boyunca azıcık sa olsa evrilememiş mahlukatların, nereye sokacaklarını şaşırdıkları aletlerinin hedefi olmaktan korkuyla kaçarak yaşamak zorunda değilim.

Biz şu an yaşamakta olan kadınlar! Bu ülkede hala yaşıyor oluşumuz, 2 gün önce tecavüze uğrayan 19 yaşındaki kızdan birazcık daha şanslı olduğumuz içindir yalnızca...şanslıyız ama daha ne kadar şanslı olacağımızı ve yaşayacağımızı bilmeden...

Korkarım bu ülkede sessiz kalmak için de sesimizi yükseltmek için de çok geç..ne yazık ki...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.