1 Şubat 2009 Pazar

kendin...ötesi...

çok yaşamıyorum bugünlerde
çok derin nefesler almıyorum..ihtiyacım olmadığı için..ufakları yetiyor..
gidiyorum biraz uzağa kendimden
bazen yakınlaşıyorum camın kenarına
öylesine izlemek yetiyor insanları
yürüyorlar..koşuyorlar..biryerden biryerlere yetişiyorlar hep
anlayamıyorum artık..yabancı geliyorlar...gülümsüyorum..
kim için ne için diye sorgulamıyorum..sorgular hep daha yalnız birakmaya yarıyor kalıntıları.
boşluğuna bakıyorum gökyüzünün..
bulutları içine hapsetmiş, yalnızlığı kırmış olduğunu varsayıyorum
bişeylerin hayatta yalnız olmamayı becerebildiğini bilmek ve kendime kanıtlamak istermişçesine içime sığdırmaya çalışıyorum
her ne varsa eksikliğinden kurtulamadığım, bir o kadar tamamlanmış yalanlar uyduruyorum
tamamlanmış masallar..sonu çok bilindik..çok basit gibi görünen..bi çok kişinin düşüncesine değip geçmişsonu yaşanmış binlerce defa...

bilirim imkansızlığın insana doğurttuğu imkanların doğum sancısını
ve her seferinde eline doğan bir öncekinden daha bir ölü olmaya hevesli umudu
kapılar aralıktır hep..birileri gelir birileri gider..ne elindedir ardına kadar açmak ki hiç açılmayan kapılar ışık sızdırır hayatına hep..
ne de mümkündür kapayıp sıkı sıkı
üzerine bulabildiğin tüm düşüncelerinden örülü ağırlığı bastırmak...

seninle tüm yarım yüzlerini tamamladığım
ama gücümü bunu göstermeye nedendir bilinmez yetiremediğim bu hayatın bi yerlerinde sana kendimi yitirttim...
seni kendimden yitirmeyi beceremediğim noktadan yükseliyorum şimdi

hep konuşuyorum kendimle..kimseyle konuşamadığım kadar
diyorum ki kendinden öteye geçmeyeceksin kendinden bir adım bile öteye !
çünkü kendinden ötesinde hep yalnızlık var
uykusuzluk..ruh yoksulluğu...bi vazgeçilmişlik var
kendinden ötesinde senin kurduğun ve hep birilerinin dağıtmaya hevesli olacağı bi düzen-sizlik var
hep düştüğünde görünmeyecek kadar dibe batacağın bi karanlığı var ötesinin
ve ötesinde tek bir el yok karanlığa kendini yakıştırabilen. ki aydınlığında hep görürsün bu elleri...
bişeylerin olursuzluğu var herşeyden önce
ne kadar uğraşırsan uğraş olmazlıkların önüne dizilen sokakların hepsinde bi çıkmaz olduğunu görmek, bilmek, ve hepsinden bir bir geri dönmek var
sonra sevgiyi yitirmişler var yaşamın biyerlerinde bıkmadan karşına çıkmakta olan,sevgiyle yetinmezler..sevgiyi hiç bilmeyenler...bilmemelerine rağmen el uzatanlar...
çok fazla aldırmayacaksın renkli gördüklerine bulunduğun dünyada, çok fazla sevindirmeyecek seni göz alıcılığı ki siyahları şaşırtmasın, kirletmesin özdeğerlerini...
diyorum ki her fırsatta kendime, kendinden öteye geçmeyeceksin
kendinin ötesinde; kendinden birbaşkasının kaldıramayacağı kadar büyük bir gerçek ve bu gerçeğin yalana dönüşmüşlüğü var içinde: aşk...

1 şubat 2009 'a...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.