24 Eylül 2014 Çarşamba

"bi dost"a mektup...

ameliyattan çıkmış, korkunç acılar içinde kıvranan bir hastanın delirmiş ama mantığa sığan acılarını düşün dostum. ilaç tedavisi görmeyi bedeni ve beyni reddeden bir hastanın. ağrı kesicilerin fayda etmediği bir bedeni ve sahip olduğu sonsuz ağrıları düşün. hisset. uykularından uyan,uykuyu unut dostum.uykusuzluğu hisset. ağrı uyuyamadığında daha çok etkisini gösterir çünkü. zamanı izle. adımlarını zamana göm. hiçbirşeyi unutamadığını ama alışmaya başladığını göreceksin. unutma ama alış ! bunun, alışamayıp unutmaktan daha kötü olmadığını bil. taşıdığın acıyı hayat boyu hatırlayacak ama birsüre sonra hissetmeyecek olduğunu bilmek kadar güzeli yoktur. zırh gibi kapla bununla üzerini. aklını zamana göm. kurtların ölü bir bedeni nasıl da kemirdiğini ve kemikleri nasıl da milyarlarca yıllık sonsuz bir özgürlüğe kavuşturduğunu düşün. zamanı düşün. tarihin savunmasızca önüne serdiği limitsiz yaşamı düşün. bir kelebek ve bir kaplumbağaya biçilmiş hayat sürecinin dengesizliğini düşün..savaşları düşün. ölümün yaşamla birleştiği kara deliği düşün. en siyahtan en beyaza bak. hiçbir tonunu atlama. ağrıyı ölümcül hale getiren o mikrop kapmış irinli kanayan yaranın yavaş yavaş nasıl ufalıp da etin içerisinde kaybolduğunu düşün. sen hiç dokunmadığın halde hem de. ağrının nasıl da yaranın etrafına doğru çekilip bedenini terk ettiğini, kabuğun derini nasıl da örtmeye başladığını düşün. uyuma, nefes alma, sadece gözlemle bunu. iyileşiyor olmanı izle. yara kabuğa dönüşürken sayfaları oku...yolları yürü..zamana inan. en verimli dönemidir bu insanlığının. kabullenemeyecek olmayı kabullen. düşlediğin zaman geldiğinde, o inanılmaz ve kutsal acının bıraktığı yara iziyle yataktan kalkıp yere nasıl güçlü basacağını düşün. yere akacak kanların olacak ruhundan süzülen. kısmen pıhtılaşmış,kısmen tamamiyle bedenini terkedecek kadar sıvı... kendi kan gölünün içine basarak hayata yürümek gibisi yoktur dostum. deliliğini al yanına. ölümcül acıları akıttığın, seni hayata bağlı kılan o dağınık yatağa dönüp bakma, ama o yatağı da asla unutma! bunu gerçekten düşün dostum…"

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.