2 Şubat 2009 Pazartesi

boşluk


tren hızla giderken bi şehirden diğerine
uzaklarda görünen ağaçlar gibiyim..
uzağım işte herşeye...

çok yakın olduğum için bunca zamandır bu kadar acıtıyor
keşke uzak bırakılsaydım eskiden olduğum gibi..
kesiklerim kesik olarak kalsaydı daha da büyümek yerine...
bu kadar içine çekmeseydi beni güvendiğim ve biyerlerden çok tanıdık bildik gelmeseydi bi insan...
kendimi sevmek istiyorum
kendimle konuşmak kendimle yaşayıp gitmek öyle...
ağaç olmak tren camından göründüğü gibi..
uzağında kalmak herşeyin
verdiğim güzelliklerin bi başkasında solmaması için
kendi ellerimde büyütüp yeşertmek yaşama dair her bulguyu..
ama hep doğru bildiklerimin ters yönüne çekiyor kalan insani yönü içimin..
her güvendiğimde, her inandığımda
her içinden biraz daha geçmişliğimde hayatın
kendimi boşluğa çeken sebeplerine takılıp düşüyorum düşsel basamaklarımın

dokunmayın artık boşluğuma
dokunacağınız bi "ben" kalmadı...

2 şubat 09

2 yorum:

  1. belki zaten hiç olmadığın bir -ben- .
    sürekli yorum yazar durumdayım, ama fazlaca okunacak bir şey yok buralarda, hazır bulmuşken siyah fona acı akıtan birini, didişeyim biraz istedim :)
    yorumlarımı okuduktan sonra silebilirsin de, sorun olmaz.

    YanıtlaSil
  2. neden sileyim...o kadar az insan var ki okumaya hevesli..okusa da anlayabilen..
    herşeyden önce vakit ayırıp okuduğun için teşekkürler...
    "siyah fona acı akıtmak..."
    çok sevdim bunu...

    YanıtlaSil

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.