1 Aralık 2008 Pazartesi

çivili kelebekler

biliyordun seni bırakamayacağımı..
ve bu yüzden arkan dönüktü yüzüme.....
ve...rahat soluyordun
dünü
bugünü
yarını...

elime uzun zamandır kalem almayışım,
hastalıklı bir sessizliğin kırılma korkusuydu,
çünkü kalemi her elime alışım
acıdan mikroplar saçmaktı son kalan boşluklara...
ve...ölümcül bir hastalıktı "biz"imkisi
birinin tedavisi, diğerinin ölümü olacaktı..
ne ölünüyordu birlikte, ne de yaşanıyordu..
biliyordun seni öldüremeyeceğimi...

ellerim küçüldü..yazdıkça...
yazdıkça,yaşamayı unuttum,harflerden çıkıp gelmemen için...
gittiğin yeri öyle uzak seçtin ki
haritada adı geçmiyor.

biliyordun sana da birşeyler yazacağımı..
susarken aslında,en büyük gürültüydü ruhum ruhunun yanında...
şimdi tam zamanı, uçmayı unutup, bana dost olmalı
duvarda çivili kelebekler...

oysa,ölümü geciktirmek için giyinmiştim
tüm büyük beden gülümseyişleri...

18 temmuz'06

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.