29 Nisan 2014 Salı

karınca II

biriyle konuşmak isteyip de konuşamayınca ne yaparsınız..? ya da konuşacak birini bulamadığınızda? veya konuşacak biri olsa da anlatmaya çok da haliniz olmadığında.. gariptir ki insanın her daim yazmaya hali oluyor. her zaman yazacak boş bir yer buluyor. yazabiliyorsa iyileşiyor..iyileşiyorsa ne şanslı...

şu an evin içinde karıncayı arıyorum. karınca kim diyenler varsa, benim evde bana hayat dersi veren, duş alırken tanıştığım, şu fayans oluğundaki karınca. çekip gitmesi için sebep yok ama gitmiş de olabilir. kimin çekip gitmesi için sebep var ki zaten. ama bir yerden bir yere gidiyoruz işte hepimiz. bu çekerek mi oluyor çekmeyerek mi bilemiyorum ama gidiyoruz. adını da karizmatik olsun diye "çekip gitmek" koyuyoruz...ne çektiğimiz meçhul...ama bir yerden bir yere gidiyoruz işte hepimiz. evden işe... işten eve.. şehirden şehire.. ülkeden ülkeye...insandan insana... şimdi yine kedi sevgim devreye girecek ama bi tek kediden gidilmiyor sanırım. bir kediden çekip gidilmiyor...yerinde duramayan insan ruhunun, yerini yurdunu kalıcı kılan tek varlık bunlar. kedisi olan bilir. aşk için kalamayan bile kedi için kalıyor.

neyse...

gidebileceğimiz en uzak yer,kendimizden yola çıktığımızda başlıyor.yoksa hiçbir halta gitmiş sayılmıyoruz aslında. ben şu an kendimden yola çıkmak istiyorum.nereye gideceğimi bilmeden,oraya buraya çarpa çarpa...

karıncayı arıyorum..ufacık karınca nasıl aranır ki koca evde demeyin. öyle yastık altlarında,kütüphane diplerinde aramıyorum elbette...hissederse çıkar ortaya,yine beni afallatır diye düşünüyorum. karınca neredesin ki ??? kendinden yola çıkmış olabilir misin?

Luna ve Shagrath'a soruyorum. cevap veremeyeceklerinden tabi, "biz görmedik,patilemedik" der gibi bakıyorlar. 
inanıyorum... insan olmadıklarından...

karınca..herşey garipleşti zaten sayende...kavramlar somutlaştı...ya da ben varolan garipliklere ve kabullenemediğim soyutluklara kılıf uyduruyorum. insan değil miyim işte... değil miyim yoksa ?!



...

ille de gitmesi gereken insanları seviyorum
gitmeleri gerektiği için...mi ?

11 Nisan 2014 Cuma

karınca

yine uzun zamandır yazamıyorum...diye kendi kendime şikayet ederken bi karınca ile tanıştım bu sabah duşta. evet şu bildiğiniz böcek türünden çalışkan olan karınca...bildiğiniz duşta..su, sabun işte bildiğiniz duş. fayansın kenarındaki ufak çatlağa sığınmış, etrafa saçılan sulardan mümkün olduğunca uzak durmaya çalışan bir karınca... öylece 10-15 dakika suyun altında bakıştık sanırsam.. o bana baktı mı bilemiyorum, gözlerini seçemediğimden... ama benim ona baktığım kesin...su taneciklerinden birine kapılıp da yolu marmara denizine düşmesin diye duşun yönünü çevirerek baktığım hem de..
kafan mı güzel sabah sabah demeyin..sanırım herşeye rağmen kalbim hala biraz güzel...

ne çok şey düşündürdün bana sabah sabah karınca...hem de duşta.daha kahvaltı bile yapmamışım. sert bi tanışma olmadı mı bu...senden kaynaklı değil. düşünceler sert...

suyu üzerine bir çevirsem ölüp gidecek..hayatı elimde !
nefret ettiğimiz onca insanı öldürmeye cesaretimiz yokken, bu ufacık karıncaya karşı ne bu sarkastik cesaret?? bi hayata son verebilirim şu an, ya da hayatını ona bağışlayabilirim. tanrılaşmak bu işte...bi fayansın kenarına sığınmış hayatı var' etmek,yok' etmek.

nasılsa herkes birbirini öldürüyor... kimi aşkla öldürüyor,kimi nefretle,kimi parasıyla, kimi devletle, kimi mermi ile, kimi sözleriyle(işte bu en kötüsü)...
"sevdiğim için öldürdüm" yazmış adam geçen gazetede.. aşırı sevgiden öldürülmek ister miydim bilemedim. hala yaşıyorsam demek, öldürülebilecek kadar sevilmiş olmadığımdan henüz...

kimi de kimseye gücü yetmeyince (ya da öldürecek kadar sevemeyince) karıncayı öldürüyor. durum biraz daha ütopik yani..aslında kendini öldürüyor..öldürdüğünü sanıyor...ölüm karıncadan daha büyük bişey değil...

ben karıncaya bakıyorum hala. karınca kıpırdamadan duruyor. onu öldürmem mümkün bile değil...bilmiyor...
bilse basıp gider. ama bilmiyor... sığınmış fayansın kenarındaki oluğa. baktığını görmüyorum...gözleri çok fazla küçük..varlığı çok fazla büyük...

ben burda suyu kıpırdatmaya korkarken bi hayat bitmesin diye... insanlar şu kapının dışında ne kadar da cesurca yaşıyorlar diye düşünüyorum hayatı.. sanırım cuma sabahım çöküntüyle geçecek..eyvah!

bi kahvaltı yapar, çıkar yağmurda biraz yürüyüş yaparım diyordum..şimdi burada, fayans oluğunda bir hayat var. dışarda saklanabileceğimiz bir fayans oluğu bile yokken milyarlarca katil var. ufaklığından dolayı göremiyorum gözlerini karınca! oysa benim kocaman gözlerime bakma zahmetinde bile bulunmayan milyarlarca insan var dışarda. o fayans oluğunda senle kalmaya ihtiyacım var ! bakıp göremeyenlerden kurtar beni !

6 Nisan 2014 Pazar

yalan yalnız şeyler

...yalnızlığı sevmeyen biri olarak,
yalnızlığın aslında ne kadar zararsız olduğunu anlayıp alışmam yalnızca 27 yalnız yılımı aldı...
şimdi yalnızca ayna karşısında hissetmiyorum yalnızlığı ve
yalnızca ayna karşısında bırakıyorum kendimi kandırmayı...